Kurumsal sosyal sorumluluğa (KSS) artan sektörel ve akademik ilgi; konunun kriz iletişimi, sorun yönetimi, ilişki yönetimi, itibar yönetimi vb. kavramlarla tartışılmasını da beraberinde getirmiştir. Bu eğilim, KSS’nin kurumlar için; yaşanan kurumsal felaketleri ve krizleri atlatmanın, stratejik (ve Batılı) paydaşlarla olumlu ilişkileri ve güveni yeniden tanzim etmenin, zedelenen kurum itibarını güçlendirmenin ve dolayısıyla kâr maksimizasyonunun bir aracı olduğunu varsayar. Ancak bu varsayım; KSS’nin, küresel kapitalizmin yarattığı “Küresel Kuzey” ve “Küresel Güney” arasındaki güç eşitsizliklerinin sosyal sorumluluk iddiaları ile üzerini örttüğünü ve hak ihlallerine maruz kalan madunların seslerinin duyulmasını engelleyen bir pratik olduğunu göstermekten çok uzaktır. Bu sebeple, KSS’nin postkolonyal teorinin kavramlarıyla yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda çalışma, uluslararası şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk söylemlerini postkolonyal perspektifle incelemeyi ve söz konusu söylemleri üreten kurumsal sosyal sorumluluğun postkolonyal eleştirisini yapmayı amaçlamaktadır. Bunun için araştırmada, Mattel oyuncak firması örneklem olarak seçilmiştir. Araştırma, Mattel oyuncak firmasının sosyal sorumluluk söylemlerindeki iddialarına karşın, “Küresel Güney”deki fabrikalarda yaşanan insan hakları ihlallerine çözüm üretemediğini ve sebebi olduğu hak ihlallerinin sorumluluğunu almak yerine, “Küresel Güney” ve “Küresel Kuzey” arasındaki eşitsizliği derinleştiren postkolonyal pratiklere eklemlendiğini tartışmaktadır. Bu sebeple araştırma, madunların sesini duymayan/onları yok sayan ve dolayısıyla “Küresel Güney” ile paternalist ve kolonyal ilişkileri sürdüren Mattel’in sosyal sorumluluk söyleminin, Batılı paydaşların onayını almak üzere işleyen bir pratik olmaktan ileri gidemediğini göstermeyi de amaçlamaktadır. Sonuç olarak çalışma, KSS’nin “Küresel Güney”in postkolonyal süreçteki sömürüsüne kaynaklık etmeye devam ettiği varsayımından hareketle,  “Küresel Kuzey”in “Küresel Güney” ile olan sorumluluk ilişkisinin aslında bir tahakküm ilişkisi olduğunu ortaya koymaktadır.

Anahtar Kelimeler: Kurumsal sosyal sorumluluk, postkolonyal teori,Mattel